CUMA GÜNÜ VE CUMA NAMAZININ ÖNEMİ

Cum'a Arapça bir isim olup, "toplanma, bir araya gelme, " anlamlarına gelir.

Cum'a Arapça bir isim olup, "toplanma, bir araya gelme, " anlamlarına gelir. Müslümanlar mescit ve camilerde ibadet için toplanmaları sebebiyle bu güne Cuma isimi verilmiştir. Cuma günü, bütün Müslümanların, haftalık bayramıdır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) Cuma gününün fazileti hakkında, şöyle buyurmuştur: “Üzerine güneş doğan en hayırlı gün cuma günüdür. Âdem o gün yaratıldı, o gün cennete konuldu ve yine o gün cennetten çıkarıldı.” (“Müslim, Cum`a 17, 18) Cuma günü yapacağımız en önemli işimiz, Cuma namazı kılmaktır. Yüce rabbimiz Cuma Suresinde şöyle buyuruyor.  “Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır.”(Cuma 9) Özürsüz olarak Cuma namazını terk eden bir Müslüman büyük günah işlemiş olur. Peygamberimiz  (s.a.s) bu konuda bizi şöyle ikaz eder: “Her kim önemsemediği için üç Cumayı terk ederse, Allah onun kalbini mühürler.” (Ebû Davûd, Salât, 212).  Dinimize göre hasta ve yolcu olanlarla, stratejik önemi haiz yerlerde hizmet verenler hariç, akıllı ve ergenlik çağına gelmiş her Müslüman erkeğe cuma namazı kılmak farzdır. Cuma günü Müslümanlar açısından büyük önem taşıdığı için, Perşembe günü akşamından başlamak üzere maddî ve manevî temizliğe her zamankinden daha fazla önem vermek gerekir. Cuma namazı için beden temizliği yapılır ve mümkünse boy abdesti alınır. Temiz ve imkanlar dâhilinde en yeni ve güzel elbiseler giyilir. İnsanları rahatsız etmeyecek güzel kokular sürülür ve nahoş kokan yiyecekler yememeye özen gösterilir. Erkenden camiye gidilir; vaaz dinlemek, kuran okumak, dua, tesbihat ve zikirle meşgul olmak suretiyle vakit en iyi şekilde değerlendirilir. Hutbe okunurken huşû içinde ve sessizce dinlenir, yanındakiyle konuşulmaz, telefonla meşgul olunmaz. Cuma namazı; Müminlerin bir araya gelmelerini, birbirleriyle kaynaşmalarını ve aralarındaki sevgi, saygı ve kardeşlik duygularının pekişmesini sağlar. Haftalık bayramımız olan Cuma namazı sayesinde, zengin-fakir, amir-memur, işçi-işveren, güçlü-güçsüz herkes aynı safta yer alır. Böylece dinde kardeş, insanlıkta eşit olduğumuz gerçeğini idrak etmiş oluruz. Cuma namazının, yapılan vaazlar ve okunan hutbelerle toplumun eğitmede büyük rolü olduğu bilinen bir gerçektir. Bundan dolayı iş hayatımızı ve günlük programlarımızı, mümkün olduğu kadarıyla, Cuma namazına göre ayarlamalıyız. Çocuklarımızı sevgiyle Cuma namazına alıştıralı, gençlerimizi Cumanın huzur iklimiyle buluşturmalıyız. Cuma namazıyla geçirilen vaktin en büyük kazanç olduğunu asla unutmamalıyız. Bir soru bir cevap: Cuma günü ve cuma namazı vaktinde çalışmanın ve bu vakitte elde edilen kazancın hükmü nedir? Cuma namazı kılmakla yükümlü olanların cuma saatinde alışverişi terk etmeleri ve camiye gitmeleri gerekir. Bu itibarla cuma namazı kılmakla yükümlü olmayanlar, alışveriş yapabilirler. Cuma namazı kılmakla yükümlü olanların cuma saatinde alışveriş ile meşgul olmaları tahrîmen mekruhtur; ancak yapılan alışverişle elde edilen kazanç helaldir. Ayrıca cuma namazı ile mükellef bir tüccarın, iş yerinde cuma namazıyla mükellef olmayan bir kimseyi çalıştırmasında ve bu şekilde kazanç elde etmesinde bir sakınca yoktur. (Din İşleri Yüksek Kurulu Fetvalar). Dursun BOZ Kelkit İlçe Müftüsü