Kelkit hasretine kavuşuyor

Kuru fasulyesi, şeker pancarı, buğdayı gibi tarımsal ürünlerin yanı sıra Türkiye’nin organik sütünün yüzde 85’inin karşılandığı ve Yukarı Fırat Havzasında yer alan Kelkit Ovası, 23,5 milyon metreküp su tutulan Sadak Barajının tamamlanması ile 7 bin 500 hektarlık tarım arazisi sulama suyuna kavuşuyor.

Kelkit Hayat Bulacak.  Kuru fasulyesi, şeker pancarı, buğdayı gibi tarımsal ürünlerin yanı sıra Türkiye’nin organik sütünün yüzde 85’inin karşılandığı ve Yukarı Fırat Havzasında yer alan Kelkit Ovası, 23,5 milyon metreküp su tutulan Sadak Barajının tamamlanması ile 7 bin 500 hektarlık tarım arazisi sulama suyuna kavuşuyor.   Kelkitlilerin Cumhuriyet tarihi boyunca en büyük hayali olan Sadak Barajının hayata geçirilmesi için çok sayıda siyasi, bakanlar barajın hayata geçirilmesi için projeler ürettiler, emek sarf ettiler. Kelkitlilerin 100 yıllık hayali olan ve Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun deyimi ile “Kelkit’in Çılgın Projesi” olarak değerlendirilen Sadak Barajı’nın yapımı 4 yıl önce yapımı tamamlandı. Sadak Barajı Sulaması projesinin sulama alanını, Kelkit Çayı Havzası’nın memba kısmını oluşturan Yukarı Kelkit Ovası oluşturuyor. Projenin su kaynağını ise 2014 yılında tamamlanan Sadak Barajı oluşturuyor. Sadak Barajı, Kelkit ilçesine 20 km uzaklıktaki Sadak Deresi üzerinde kil çekirdekli kum-çakıl dolgu tipinde inşa edildi. Temelden yüksekliği 47,5 metre olan baraj, yaklaşık 23,5 milyon metreküp su depolama hacmine sahip bulunuyor. Proje Yaklaşık 90 Milyon Lira Yatırım Bedeli ile İnşa Ediliyor Sadak Barajı Sulamasının tamamlanarak hizmete alınması ile bölge çiftçisi dekar başına 350 lira gelir artışı sağlayacak. Dolayısıyla ülke ekonomisine yıllık 21,8 milyon lira katkı verilecek. Projenin hizmete alınması ile çiftçilerimiz sulama sahasından daha kaliteli ve ekonomik değeri daha yüksek ürün elde edebilecek. Bölgede canlılık artacak, dolayısıyla köyden kente göçün de önüne geçilebilecek. Yıllar içerisinde artan nüfus, tarımsal alanlardan susuzluk nedeniyle insanlar yeterli gelir elde edemeyince Türkiye’nin çeşitli illerine göç ettiler. Gelecek yıl sulama kanallarının bahar aylarında tamamlanması hedefleniyor. Devasa Bir Proje Sadak Barajı sulaması kapsamında, CTP ve PE100 boru hatları, borulu şebeke sanat yapıları, sulama sahasındaki işletme ve bakım yolları ve ilgili sanat yapıları inşa ediliyor. Şebekede 68 bin 218 metre CTP boru, 207 bin 55 metre PE100 boru imalatı ile 2 bin 707 adet sanat yapısı ve 63 bin metre işletme bakım yolu bulunuyor. “Kelkit’in Yüz Yıllık Hayaliydi” Kelkit Kaymakamı Naif Yavuz, Sadak Barajı’nın, Kelkit’in yüz yıllık hayali olduğunu belirterek, “Ancak onun ötesi Kelkit’in kılcal damarlarını sulayacak olan sulama kanalları da çok önemliydi. Sadak Barajı da, sulama kanalları da hayal ötesi bir projeydi. Ama çok şükür hükümetimizin, Valiliğimizin ve milletvekillerimizin gayretleriyle Kelkit’in yüz yıllık hayali gerçek oldu” dedi. “Sulama Kanallarının Yüzde 80’i Tamamlandı” Sadak Barajı’nın yapımının tamamlandığını, sulama kanallarının da yüzde 80’inin bitirildiğini açıklayan Yavuz, “Önümüzdeki yıl sulama projesi de tamamıyla bitirilerek Kelkit Ovası sulu tarıma kavuşmuş olacak. Sadece Sadak Barajı ile değil, yine hükümetimizin gayretiyle birlikte 19 tane göletimizin de yapımı devam etmektedir. Bu da şu anlama geliyor, Kelkit’in tarım alanlarının yüzde 99’u su ile buluşacak. Bizim en büyük, Kelkit’in en büyük handikabı, tarım arazilerinin kullanılmamasının sebebi maalesef suyumuzun yetersiz olmasıydı. Göçün en büyük sebebinin bir tanesi tarım arazilerinin kullanılmaması, sulama suyunun yetersiz olmasıydı” diye konuştu. “Kelkit Parmakla Gösterilecek” Yapımı süren 19 göletin de 1-2 yıl içerisinde bitirilerek vatandaşların hizmetine sunulacağını ifade eden Kaymakam Yavuz, şunları söyledi: “Bununla beraber bu bölgenin merkezi olan Kelkit’imiz sadece bu bölgenin değil Türkiye’nin parmakla gösterilecek tarım ve hayvancılık alanlarından birisi olacaktır. Bizim en büyük hedefimiz sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada organik tarım merkezi haline gelmektir. Bütün uğraşımız bu yöndedir. Bunda Sayın Valimizin, Sayın Milletvekillerimizin ve yerel siyasetçilerin çok büyük destekleri var. Halkımızın çok ciddi sahiplenmesi var. İnşallah hep birlikle, birlik ve beraberlik içerisinde Kelkit, hak ettiği yeri bulacaktır. Dünyada parmakla gösterilecek, özellikle organik tarımda merkez haline gelecek. Bugün kuru fasulyesiyle, döneriyle, şeker pancarıyla, balıyla, sütüyle nam salmış bir ilçeyiz. Sadece Türkiye pazarında değil, dünya pazarında da hak ettiği yeri alabilmesi için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.” “Sulamaya 487 Milyon Lira” Sadak Barajının 47 milyon, sulama kanallarının 90 milyon, 19 göletin 350 milyon maliyeti bulunduğunu açıklayan Kaymakam Yavuz, “En kısa sürede hedefimiz 5 yıl içerisinde bu 350 milyonu Kelkit ilçesine ve ülkemize kazandırmaktır. Geri dönüşümü 5 yıl olarak hedefliyoruz. Hükümetimizin bize verdiği bu desteği fazlasıyla geri kazandıracağız. Halkımıza, çiftçilerimize, özellikle tarımla uğraşan üreticilerimize inanıyoruz” dedi. “Birici Öncelik Vatandaşların Göçünü Önlemek” Birinci önceliğin Kelkit’te yaşayan vatandaşların göçünü engellemek olduğunu ifad eden Yavuz, açıklamasını şöyle tamamladı: “Artık biz göç vermek istemiyoruz. Kelkit’imiz doğasıyla, kültürüyle, tarihiyle vazgeçilmeyen bir memlekettir. Göç eden vatandaşlarımız bir an önce buraya gelmek için her türlü gayreti gösteriyorlar. Emekli olan vatandaşlarımızın birçoğu geri dönüşüme zaten başladı. Eskiden bir ay kalan vatandaşlarımız 5-6 ay kalmaya başladılar. Biz bunu 5-6 ayla değil, tarım alanlarının sulanmasıyla beraber 12 aya çıkarmayı hedefliyoruz. Ama önceliğimiz burada yaşayan vatandaşlarımızın göçünü önlemek. İkinci aşamada ise dışarıda olan vatandaşlarımızı kendi arazilerine sahip çıkmaya davet ediyoruz. Tarım arazilerimiz, sulanmasıyla birlikte berekete kavuşacaktır. Maliyetlerimiz ciddi anlamda düşecektir. En büyük maliyet girdi maliyetleridir. Tarımda en büyük maliyet girdi maliyetidir. Sulamayla beraber maliyetler ciddi anlamda düşecektir. Dediğim gibi birinci hedefimiz duran vatandaşlarımızın göçünü önlemek, ikincisi ise giden vatanlarımızı kendi topraklarına getirip burada hayvancılık ve tarım işleri ile uğraşmalarını sağlamaktır.”