ÜÇ AYLARIN MANEVİ İKLİMİNE GİRERKEN

Manevi iklimi gönüllerimize huzur veren mübarek üç aylara, bir kez daha ulaşmanın mutluluğunu ve heyecanını yaşıyoruz.

Manevi iklimi gönüllerimize huzur veren mübarek üç aylara, bir kez daha ulaşmanın mutluluğunu ve heyecanını yaşıyoruz. Bizleri bu günlere kavuşturan ve bu duyguları yaşatan Yüce Rabbimize sonsuz şükürler olsun. Geçen sene bu mübarek zaman dilimini birlikte idrak ettiğimiz fakat bu sene aramızda olmayan din kardeşimize Allah'dan rahmetler diliyoruz. Recep, Şaban ve Ramazan aylarına üç aylar diyoruz. İki gün önce Cumartesi günü Recep ayına girerek üç aylara kavuşmuş olduk. Önümüzdeki Perşembe gününü Cuma’ya bağlayan gece ise inşallah Regaib gecesini idrak edeceğiz. Yıl içerisinde beş tane kandilimiz vardır. Bunlardan Mevlit Kandili hariç diğerleri bu üç ayın içerisindedir. Bu manevi iklim Regâib gecesiyle başlar. Miraç ve Berat gecesiyle devam eder. Bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesiyle zirveye ulaşır. Ramazan bayramıyla tüm inananlara manevi ziyafet sunulur. Yüce Allah, kullarına olan rahmetinin bir tecellisi olarak, insanlar içerisinde özel insanlar, mekânlar içerisinde özel mekânlar, zamanlar içerisinde de özel zamanlar yaratmıştır. Bizlere rehberlik edip yolumuzu aydınlatan Peygamberler Allah’ın kulları içerisinden seçtiği özel insanlardır. Temiz olan her yerde ibadet edilebilir. Fakat camiler Allah’ın evleridir ibadet için daha uygundur. Tüm camiler içerisinde de Mescidi Aks-a'nın Mescidi-i Nebevinin ve Mescidi Haramın ayrı bir yeri vardır. Ömrümüzün her anı çok kıymetlidir. Her zaman Rabbimize kulluk ve niyazda bulunabiliriz. Ancak Cenab-ı Hakkın, kullarına lütuf ve ihsanını bolca ikram ettiği özel vakitler vardır. Receb, Şaban ve Ramazan ayları, kandil geceleri, cuma ve bayram günleri bu özel vakitlerdendir. Üç aylardan recep ve şaban, bizleri ruhen ve bedenen ramazana hazırlar. Bu sebeple Rasul-i Ekrem (s.a.s.) recep ayı girdiğinde, “Allah’ım! Recep ve şabanı hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazana ulaştır!” (Ahmed bin Hanbel, Müsned, 1/259.) diye dua etmiş ve üç ayları sevinçle karşılamıştır. İnsanın dünyada sahip olduğu en kıymetli nimet hiç şüphesiz ömürdür. Üç aylar kişiye ömrüm kıymetini hatırlatır ve zamanı en güzel şekilde değerlendirme şuuru kazandırır. Üç aylar, gelişini heyecanla beklediğimiz, gafletten uyandığımız, kulluk bilinciyle arındığımız, müminler olarak topluca ibadete yöneldiğimiz müstesna bir zaman dilimidir. Kandiller ve üç aylar, hayatı yeniden ihya ve inşa etme zamanıdır. İnsanın bedeni gibi dini yaşantısında da bir takım yıpranmalar olabilir. Tıpkı vücudun muayene ve bakıma ihtiyaç duyduğu gibi manevî dünyamızın da bir bakım ve toparlanmaya ihtiyacı vardır. Kandil geceleri ve üç aylar bu manada yenilenmemizi, kendimize gelmemizi ve ramazana hazırlanmamızı sağlar. Üç aylar, ilâhî rahmetin sağanak sağanak yağdığı, manevi huzur ve sükûnun gönüllere dolduğu müminlere açılmış bir fırsat kapısıdır. Bizler bu mübarek vakitlerde ömrümüzün muhasebesini yapmalı, yaratılış gayemizi yeniden idrak etmeli, hata ve günahlarımıza çokça tevbe etmeliyiz. Yine bu mübarek zaman diliminde vakit namazlarımızı camilerde cemaatle kılmaya, kaza ve nafile namazlarımızı artırmaya, nafile oruçlar tutmaya, zikir ve tesbihatımızı çoğaltmaya önem vermeliyiz. Ayrıca Kur’an-ı Kerim Meal ve tefsirini, peygamberimizin hayatı ve hadislerini, çeşitli faydalı eserleri okumaya gayret etmeliyiz. Bu vesile ile necip milletimizin ve bütün İslam âleminin Regâib Kandili’ni tebrik ediyorum. Üç ayların rahmet, mağfiret ve bereket ikliminin insanlığın hidayetine, barış ve huzuruna vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum. Dursun BOZ