Ağaç : Aklımızla Oynamayın

Bir seçim sürecindeyiz. Millet İttifakı olarak; Anayasa Değişiklik teklifimiz, 2300 Maddelik Programımızla; halkımızın artık gerçekten dayanılmaz boyutlara gelen sorunlarını nasıl çözeceğimizi pozitif bir dille anlatmaya çalışırken; iktidar cephesinin tamamen yalana, dolana, iftira ve kara propagandaya dayalı zehirli bir diline muhatap olduk. 

Bize; hain, bölücü, terörist, PKK'lı, FETÖ'cü, illet, zillet ne varsa dediler. Niye; bizler dahil toplumun yarısı onlar gibi düşünmüyor, oy vermiyor, sandıkla demokratik yollarla iktidarı değiştirmek istiyor ya; muhalif olan herkes terörist öylemi? Ayıptır, iftira büyük bir günahtır. Bu ülkeyi teröristler bölemedi ama; iftiralara dayalı bu dille, bir avuç oy için; iktidar ve destekçileri bu milleti inanılmaz böldü ve ayrıştırdı. Ne yapsaydık, 6 milyon oy kapasitesine sahip insanlara bize oy vermeyin mi deseydik? O insanlar iktidara destek verseler onlar kabul etmeyecek miydi? Bırakın reddetmeyi; hemen kol kola girerlerdi. Bunu açılım sürecinde görmedik mi? Ahh, oy; sen nelere kadirsin. Aklımızla oynamayın..

Maalesef bu söylemleri; devletin en üst düzeyinden başlamak üzere, Gümüşhane'de arzı endam eden Binali Yıldırım, eski bir bakan, eski milletvekilleri, mevcut adaylar, İktidarın bazı belediye başkanları, siyasi yetkili ve temsilcileri; koro halinde sürekli tekrarladılar. Ve maalesef sürekli belli televizyon kanallarını seyreden vatandaşlarımızın bir bölümünde bu propaganda başarılı oldu. Açıkça ifade ediyorum; her kim teröristse, terörü destekliyorsa, bu ülkeyi bölmeye çalışıyorsa, hainlik yapıyorsa; topunun  Allah belasını versin. Bunların bugüne kadar hep karşısında olduk, bundan sonra da kanımızın son damlasına kadar karşı durmaya devam edeceğiz. Bilerek bu iftiraları sürdürenlere de hakkımı helal etmiyor ve hepsini Allah'a havale ediyorum. 

Bu ülkenin gerçek sorunları, iktidarın başarısızlıkları, verilen söz, program ve vaatlerin neden gerçekleştirilemediği konuşulmasın, iktidar ortaklarının liyakatı, bu il için ne gibi proje, vaat ve öngörüleri olduğu tartışılmasın; bunların yerine; bu hamaset konuşulsun istediler ve maalesef birinci turda başardılar. Bu maniplasyonlarla tercihleri şekillenen vatandaşlarımız; kısa süre sonra bizim haklılığımızı anlayacaktır ama; dilerim fazla geç olmaz.

Bu şehirde hizmet, proje ve vaatler kapsamında doğru dürüst hiçbir mesafe alamayanlar; sadece bu kara propagandaya devam ediyorlar, çübkü söyleyecek başka sözleri, konuşacak başka konuları yok. Haa bir de çocuk gibi TOGG aracı ile caddelerde geziyorlar. TOGG alacak parayı geçtim; cebinde çay parası bile olmayan bir grup insanımız da; iktidarın yaşattığı sefaleti sorgulayacağına, bu şovu alkışlıyor. 

Bu memleket sahipsiz diyorduk, bir kez daha sahipsiz kaldı. Bu kaostan, bu karabasandan, iflasa giden ekonomiden ve özellikle kadın ve gençler için bu kabustan kurtulmanın son fırsatı, köprüden önceki son çıkış; 28 Mayıs'ta yapılacak ve bu tükenmiş iktidarın devamı mı, yoksa değişim mi anlamında adeta bir referandum haline gelen Cumhurbaşkanlığı seçiminin Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu'nun kazanmasıdır. Aksi bir durumda milletçe hep birlikte bugünleri mumla ararız, benden söylemesi...