Kelkit Devlet Hastanesinde Organ Bağışı Haftası dolayısıyla bir seminer düzenlendi.

Seminerde Hastane Başhekimi anestezi Uzmanı Dr. Emre Kısa, kapsamlı bir sunum yaptı. Dr. Kısa, organ bağışının yapılabilecek en büyük iyiliklerden biri olduğunu hastanın beyin ölümü gerçekleştikten sonra kalbi durana kadar ki sürecin organ bağışı için önemli bir fırsat olduğuna dikkat çekti. 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası dolayısıyla hastane toplantı salonunda organ nakli ile ilgili sunum gerçekleştirdi.


Tedavisi mümkün olmayan hastalıklar nedeniyle görev yapamayacak derecede hasar gören organların yerine, canlı veya kadavradan alınan sağlam organın naklinin yapılarak hastanın tedavi edilmesine “organ nakli” denildiğini ifade eden Kısa, organ nakillerinin; canlıdan veya kadavradan olmak üzere ikiye ayrıldığını vurguladı.
Kısa, kadavradan nakillerin; yoğun bakımda tedavi edilirken beyin ölümü gerçekleşen kişilerin organlarının bağışlanması sonucunda gerçekleştiğini anlatarak, hastanın eşi veya yakın akrabalarının veya etik kurul kararıyla akraba olmayanların organ bağışı yapması sonucu yapılan nakillerin ise canlıdan nakilleri oluşturduğunu kaydetti. Dr. Emre Kısa, “Böbrek, karaciğer hem canlıdan hem de kadavradan nakil yapılabilen organlardır. Kemik iliği canlıdan nakil yapılan dokudur. Bahsi geçen organ ve dokular haricindeki nakiller ise sadece kadavradan yapılabilir” diye konuştu.

Beyin ölümünden dolayı elde edilen kadavralardan ailelerin çoğu bir takım yanlış düşüncelerden dolayı organ bağışını kabul etmemektedir. Toplumumuzun bu konuda daha bilinçli olması gerekiyor. Kişinin organ bağışlama fikrine henüz yaşarken sıcak bakması çok daha önemlidir. Hayatını kaybeden bir insan birçok insana sağlıklı bir hayat armağan edebilir.”

Başhekim Kısa; organ naklinin, tıbbın en gelişmiş ve ileri konularından olduğunu vurgulayarak, “Bazı hastalıkların tek tedavi şansıdır. Nakil sonrası hastaların hayat kalitesi ve ömrü uzar. Nakilden sonra hastalar çalışabilir, evlenebilir, çocuk sahibi olabilir. Kişilerin hastalıktan kurtulup üretken hale gelmeleri ülke ekonomisine de katkı sağlar. Organ bağışı; kişinin hayatta iken kendi iradesiyle, organlarının bir kısmını veya tamamını ölümünden sonra başkalarının tedavisi için kullanılmak üzere izin vermesidir” diye konuştu.


Akıl sağlığı yerinde, 18 yaşını geçmiş her bireyin bağış yapabileceğini söyleyen Kısa, “Size en yakın aile sağlığı merkezleri, tüm kamu ve özel hastaneler, sağlık müdürlüklerine giderek organ bağışında bulunabilirsiniz. Burada kişiye bir form doldurulup organ bağış kartı verilmektedir. Daha sonra bu bilgiler Türkiye Organ ve Doku Bağış Sistemi’ne kaydedilmektedir” şeklinde konuştu.
İslam dininin organ bağışına bakışına da açıklık getiren Kısa, “Dinimiz organ bağışına bakışı olumludur. İslam dininin organ bağışına bakışı Diyanet İşleri Başkanlığının yaptığı açıklamaya dayandırılır. Diyanet İşleri Başkanlığının açıklaması, belirli şartlar sağlandığında organ bağışı yapılabileceği yönündedir. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İsleri Yüksek Kurulu organ bağışını insanın insana yapabileceği en büyük yardım olarak tanımlamıştır. Anayasamızda 1980 yılında 396 sayılı karar ile organ naklinin caiz olduğu bildirilmiştir. Kuran-i Kerim’ de Maide Suresi 32. Ayet’te ‘kim bir kimseye hayat verirse, o sanki bütün insanlara hayat vermişçesine sevap kazanır’ diye buyrulmuştur” dedi.
Dr. Emre Kısa, organ bağışının yapılabilecek en büyük iyiliklerden biri olduğunun altını çizerek, “Bağışla birkaç kişinin hayatı kurtulabilir. Yaşamak güzeldir, yaşatmak ise sonsuz. Bağış yapalım, organlarımız toprak olmasın” dedi.