KIRBAÇ

     Üzüntülüyüz, kızgınız; çünkü zalim İsrail devleti kutsal saydığımız bu mübarek ramazan ayında Mescid-i Aksa'da ibadet eden kardeşlerimize pervasızca saldırı düzenledi. 
      Amaçları, sadece ibadet etmek olan insanlara saldırarak nasıl acımasız, zalim millet olduklarını tüm dünyanın gözü önünde bir kez daha ortaya koydular. Tabi her zaman olduğu gibi bu zalimlik karşısında dünyanın gözü kör kulağı sağır. 
    Müslümanlarca da kutsal bir mabet sayılan Mescid-i Aksa'da namaz kılmayı provokasyon olarak değerlendiren katiller, körermemiş, kararmamış vicdanların kabul edemeyeceği şekilde namaz kılan insanlara saldırarak onları dövmüş, yerlerde sürüklemiş insanlık için utanılacak davranışlar ortaya koymuşlardır.
       Türk devletinin kudretli yöneticileri bu hayasızca saldırıları güçlü bir şekilde kınamış ve İslam ülkelerini acil toplantıya çağırmıştır. Türk milleti, haksızlık ve zulüm kimden gelirse gelsin her zaman hakkın yanında zulmün karşısında olmuştur. 
        Türk milleti, en güçlü olduğu devrede dahi doğruluktan, adaletten ayrılmamış, bu duruşu sergilerken de kesinlikle hiç kimsenin ırkına, dinine bakmamıştır. Osmanlı imparatorluğunun, Yahudilere, sahip çıkıp onlara nasıl kol kanat gerdiğini hepimiz biliriz. Bunu özellikle de Yahudilerin iyi bilmesi ve unutmaması gerekir. 
       Tarih, bazı milletlerin omuzlarına önemli görevler yüklemiştir. Tarih,  yüce Türk milletinin omuzlarına da mazlumlar için güvenli bir el ve yuva olma görevini; zalimler için ise sırtlarında inleyen kırbaç olma görevini yüklemiştir.  
    Dünyanın çeşitli bölgelerinde zulme uğrayan kardeşlerimizin tarih boyunca güvenli yuva olarak Türkiye'yi gördüğü ve akın akın Türkiye'ye sığındığını görmekteyiz.
     Yıllardır maziden duyduğumuz kırbacın sesini de son zamanlarda daha yakından duymaya başladık. Kanıt mı istiyorsunuz? Mesala, Karabağ'da şakladı. Hadi hayırlısı. 
Seyit TOK