ÜRETİMİN DEVAMI İÇİN ÜRETİCİ KORUNMALIDIR.

İlimizde bölgesel olarak değişkenlik gösteren ekonomik değeri olan ve tercih nedeni sayılacak kalite ve tad’a sahip bitkisel ürünler, bakliyat ve yumru bitkiler üretilmektedir. Coğrafi yapı itibariyle iki farklı bölgeden oluşan ilimizin Karasal iklimin hakim olduğu Kelkit-Köse ve Şiran ilçelerinde yetiştirilen şeker pancarı, fasulye, patates, slajlık mısır gibi ekonomik değeri yüksek olan ürünlerin hasat dönemi başlamıştır. Bu yıl iklimsel olarak çiftçilerimiz açısından iyi bir yıl olmuştur ancak girdi maliyetlerinin yükseldiği bir dönemde ürün fiyatları da aynı oranda yükselmez veya satılabilecek Pazar oluşmaz ise çiftçilerimiz zarar edeceklerdir. Yetiştirilen şeker pancarı ve slajlık mısır piyasa koşullarında girdi maliyetlerine uygun orantıda satış fiyatı bulurken, fasülye ve patates üreticileri oluşacak fiyatlar karşısında tedirgin ve endişe ile beklemektedirler. Herhangi bir taban fiyatı belirlenemeyen fasülye ve patates piyasa koşullarına göre tüccarlar arasındaki alıcıların talepleri doğrultusunda bir fiyata oturacaktır. Arz talep dengesine göre fiyatı oluşan ve bölgemizde markalaşmaya giden fasülyeye sahip çıkılması gerektiğini düşünüyor ve bu noktada il özel idaresi ve bölgedeki belediyelerin taşın altına ellerini koymalarını bekliyoruz. Çünkü üreticileri piyasa oyuncularının insiyatifine terk etmemek gerekir. Coğrafi bölge işareti almış marka değeri olan ve tadı ile Türkiye de kendisinden söz ettiren fasülyemizin üretimini artırmak adına üreticileri korumak bölge üreticisine destek olmak oldukça faydalı bir girişim olacaktır.

Her yıl çiftçimize tohum desteği veren il özel idaresinin bu dönemde alıcı olarak piyasa oyuncusu olmalıdır diye düşünüyorum. Bu yıl iklim verilerinin ideal olması nedeniyle üretim miktarı artmış ve dekara verimler geçmiş yıllara göre daha yüksek olmuştur. Bu durumda arz fazlasına neden olacağı için piyasada yeteri kadar talep oluşmaz ise fiyatlar düşecek ve bu da üreticinin zararına neden olacaktır. Arz talep dengesinin sağlanması için İlimizdeki Tarım kredi kooparatiflerinin alım kapasiteleri artırılmalı, Belediyelerin bölgelerinde üreticiyi desteklemek adına piyasa oyuncusu olarak mutlaka alıcı statüsünde pazara girmeleri gerekmektedir. Çünkü üreticimiz üretmiş olduğu marka değeri olan fasülyeyi maliyetinin altında satarsa ya da satamaz ise üretmekten vazgeçecektir. Üretmeden vazgeçilmesi demek marka değerimizin kaybolması demektir. Üretimin devamı ve artırılması için üreticinin korunması şarttır.

Ürün çeşitliğinin artırılması, oluşacak Pazar potansiyeline bağlı olarak gelişecektir. İstihdam problemi yaşanan ilimizde çoğrafi avantajları yerel kaynaklar ile birleştirerek bölge şartlarına uygun ürünler üreterek yeni istihdam alanları yaratmak asli görevlerimiz arasında olmalıdır.

İlimizde ideal arz talep dengesi oluşuyor olsa, Pazar problemi olmasa elbette ki devlet kurumları piyasa oyuncusu olmadan serbest piyasa koşullarının oluşması beklenmelidir. Ancak, ilimizde planlı bir üretim modeli olmadığı, nüfus hareketlerinin dönemsel ve aşırı olması, yerleşik nüfusun ve piyasa alıcılarının sınırlı olması nedeniyle üreticiyi korumak adına devlet kurumlarının dönem dönem alıcı olarak piyasa oyuncuları arasına girmesi bir destekleme modeli olmalıdır.

Ziraat mühendisler odası olarak üretimin artırılması ve üreticinin desteklenmesi adına bu duyarlı davranışın beklentisi içerisinde olduğumuzun bilinmesini istiyoruz.