Baş Yastığa Gelince...
Baş Yastığa Gelince...
Emekli Milli Eğitim Müdürü Yusuf Sadık, tedavi gördüğü Gümüşhane Devlet Hastanesinde duygularını kaleme aldı.
Emekli Milli Eğitim Müdürü Yusuf Sadık, tedavi gördüğü Gümüşhane Devlet Hastanesinde duygularını kaleme aldı.
“Gurbet elde baş yastığa gelende;
Gayet yaman olur işi; garibin
Gelen olmaz, giden olmaz; yanına
Siyah toprak ile taşı garibin. ”
Yazımızın başlığını, Aşık Garip'in dizelerindeki duygu yüklü manadan esinlenerek aldık ve bu mananın derinliğini ise Gümüşhane Devlet Hastanesi’nde “baş yastığa gelince” anladık ve yaşadığımız duygusal anları paylaşalım istedik.
Şöyle ki:
Gün: 04 Nisan 2025 – Gümüşhane Devlet Hastanesi, 442 no.lu bakım odası
Saat ilerledikçe, bir sürü anı ve çapraz düşünceler sarmalında not ettiklerim…
Bugün yine yorgunum… Ancak bu yorgunluk yalnızca bedende değil.
İçimde öyle bir ağırlık var ki; başımı yastığa koyduğum anda sanki dünyanın bütün yükü boynumdan aşağı süzülüyor. Hasta olmak ne garip…
Bir yandan beden savaşıyor, diğer yandan ruh sessizce “dayan” diyor.
Biliyorum, bugün zor geçti.
Ama kendine bu kadar yüklenme.
Her nefes, iyileşmeye atılan küçük bir adım…
Sen elinden geleni yapıyorsun. Bu da yeter.
Üşüyorum. Battaniyenin altındayım; ancak içimdeki boşluk soğuk.
Sanki biri “geçer” dese, hemen sarılıp ağlayacağım, o sıcak kucağı beklerdim… Fakat kimse gelmedi.
Bu durum, kendi başınla kalmayı, kendi kendine iyi gelmeyi, hatta kendi kendine sarılmayı öğretiyor.
Zayıf hissettiğin anlar da senindir…
Gücün yalnızca dimdik durmakta değil; bazen usulca çökmede, sonra yavaşça kalkmakta gizlidir.
Ve baş yastığa gelince; en çok o anda içim yanıyor.
Gündüz insanı hafifçe oyalanırken, gece tüm duyguların bir araya geldiği andır:
Suskunluk, özlem, kırgınlık; belki geçmişin yankısı, belki de söyleyemediklerin.
Hepsi, yastığın içinde seninle birlikte nefes alır gibi.
Bırak, gelsin hepsi…
İçini tutma, gözyaşını da tutma.
Bazen iyileşmek, yalnızca ağlayabildiğini fark etmekle başlar.
Ama bu hâl geçecek, biliyorum.
Çünkü içimde; her yorgunluğa rağmen hâlâ bir direnç var.
Çok derinlerde “iyileşeceğim” diyen bir ses saklı;
Azıcık su, bir parça sevgi ve biraz sabırla beslenen bir umut var.
İçinde hâlâ ışık var…
Sadece bugün bulutlu; ama güneş senin içinde, orada…
Göreceksin, yeniden parlayacak.
Ben hastayım, evet;
Ama aynı zamanda güçlüyüm…
Çünkü bu hâl içinde bile yazabiliyor, hissedebiliyor ve hâlâ sevgi arayabiliyorum.
Bu da demektir ki: her şey geçecek.
Bugün yastığım bana sırdaş oldu;
Yarın belki bir gülümseme…
Fakat her şeyden önce, ben kendime iyi geleceğim.
Çünkü baş yastığa gelince en çok kendimi duyuyorum ve bu sesi sevmeye başladıkça her şey biraz daha hafifliyor. Gelen, giden olsa da..
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.