Malumunuz ramazan münasebetiyle birlik ve beraberlik adı altında verilen iftar yemekleri ile mübarek ramazan ayının son günleri siyasetçilerin en fazla boy gösterdiği yerler oluyor.
Bir taraftan merkezi idare icraatlarının Gümüşhane’de ki hayat koşullarını iyileştirme çabası vatandaşın gönlünde yer etmekle beraber öte yanda ise kendi kişisel meziyetleri ile değil de günün şartları itibari ile üst düzey makam ve mevki sahibi olmuş şahsiyetlerinin bu iftar programları ile varlıklarını ispat etme gayretleri sürüp gidiyor.
Önceki gün AK Parti teşkilatının Halk Eğitim Merkezinde vermiş olduğu iftar yemeğinden hepinizin haberiniz olmuştur. Yoğun katılımın olduğu gecede İl Başkanı Celalettin Köse’nin her teşkilat üyesinin tek tek arayarak iftar programına davet etmesi gecenin en çok takdir gören olayı idi. Her ne kadar, bahsi geçen iftarın haber olmamasından da anlayacağınız üzere aynı hassasiyeti gazeteciler nezdinde göstermemiş de olsa.
Öte yandan üst düzey bazı isimler arasında yaşanan köşe kapmaca oyunu, katılımcıların gözünden kaçmadı. Yaşanan olaylar nedeniyle esen soğuk rüzgârlara rağmen verilen birlik beraberlik mesajları aslına bakılırsa çok da hedefine ulaşmış gibi görünmedi. Her grup iftar sonrası farklı merkezlerde, çay ocaklarında, yaş günü kutlamalarında, kapalı kapılar ardında buluşarak küçük ama bizim olsun minvalinde beraberliklerini, ortaklıklarını pekiştirdiler.
Tabi bu arada soğuk rüzgârlardan da olsa kendi yelkenini doldurmaya çalışanlardan da söz etmek gerekir.
Eski milletvekillerinden Feramuz Üstün’ün, partisinin almış olduğu karara rağmen muhalefet parti encümenleri ile iş birliğine giden, kişisel ikbal uğruna türlü oyunlara tevessül eden ve bu nedenle de partisinden bir yıl uzaklaştırma cezası alan İl Genel Meclisi Başkanı Şerif Bayraktar’a sahip çıkması bana göre “Yol arkadaşına sahip çıkma” anlamında gecenin en güzel hareketlerinden bir diğeriydi.
Öte yandan; “Sende kimsin?” diyecekler olsa da benim nazarımda hiçbir zaman affedilmeyecek bir kirli pazarlığa AK Partiyi ve dolayısıyla verdiğim oyu alet eden, üstelik nefsi bir hata olarak değil (bizzat, kasti olarak, teamülden) birilerinin yönlendirmesiyle imza atan yol arkadaşını isim vererek savunmuş olması Üstün’ün vefasına örnek teşkil etti.
Bu arada belirtelim; Üstün, Bayraktar’ın neden çağrılmadığı sorusunu sadece partililere yönelik olarak yaptığı konuşmada üstü kapalı olarak değil, bizzat il başkanına isim vererek sormuş. Aldığı cevap ise, AK Partiden bir yıl uzaklaştırma alanın bu süre içerisinde parti etkinliklerine çağrılamayacağı, iftarın da bu etkinliklerden biri olduğu şeklinde olmuş.
Yine iftar buluşmalarının bir diğer vekili olan Kemalettin Aydın’ın bir gün sonra kendi adına düzenlenen iftar yemeği öncesinde ki tavrı ise, onun ne kadar vefakâr olduğunun göstergesiydi. Kendi talebi doğrultusunda Cumartesi günü arkadaşları tarafından verilen yemekte iftar saatine kadar “Yol arkadaşlarının” yerine üst katta ilçe belediyesinin yemeğinde görüntü veren Aydın’ın bu tercihi, kendisinin iç dünyasını yansıtıyordu. Yıllar yılı beraber yürüdüğü arkadaşları tarafından, kendilerine sahip çıkmadığı yönünde eleştirilen Aydın, son tutumu ile bir kez daha kendisinden bekleneni yerine getirmiş oldu.
Bir de Sabri Varan var tabii. Gümüşhane’de olduğu halde AK Partinin iftar yemeğine, partinin il başkanı köylüsü olmasına ve hatta Celalettin Köse ile akrabalık bağı olmasına rağmen katılmaması merak edildi. Konu ile ilgili en kuvvetli ihtimal olarak; mevcut milletvekili Hacı Osman Akgül ile aralarının pekte iyi olmadığı bilinen Varan’ın iftar programına İl Başkanı Köse’yi zor durumda bırakmamak maksadıyla katılmadığı değerlendirildi.