Çifte Standart Haberciliği: Fiyat Yazarken “Gazeteciydik”, Şimdi Neden Sessizsiniz?
Çifte Standart Haberciliği: Fiyat Yazarken “Gazeteciydik”, Şimdi Neden Sessizsiniz?
Kelkit’te son günlerde yaşananlar, ne yazık ki bir kez daha “taraflı habercilik” tartışmalarını alevlendirdi.
Çifte Standart Haberciliği: Fiyat Yazarken “Gazeteciydik”, Şimdi Neden Sessizsiniz?
Kelkit’te son günlerde yaşananlar, ne yazık ki bir kez daha “taraflı habercilik” tartışmalarını alevlendirdi.
Geçtiğimiz haftalarda bir haber portalı, Kelkit Belediye Başkanı Ünal Yılmaz’ın 19 Ekim Muhtarlar Günü vesilesiyle muhtarlara hediye ettiği saatlerin fiyatını özellikle yazarak, “bakın ne kadar pahalı saatler alınmış” imasında bulunmuştu.
Sanki bir belediye başkanının, emek veren muhtarlara jest yapması suçmuş gibi…
Ancak aynı çevrelerin bu kez sessizliğe büründüğünü görüyoruz.
Zira bu defa sahnede, söz konusu haber portalıyla bağlantılı olduğu iddia edilen Kelkit Anadolu Kültür Derneği Başkanı Mansur Macit var.
Macit, Kelkit Abdülhamit Han Anadolu Lisesi öğrencilerine “duyarlılıkları nedeniyle ödül” olarak akıllı saat ve iki kitap hediye ediyor.
Ne güzel! Tebrik ederiz.
Ama bir soru var:
Bu kez neden fiyat yazmadınız?
Oturduğunuz masa başından, “gazetecilik” adına fiyat araştırması yapan eliniz şimdi mi yoruldu?
Üstelik bu hediyeler arasında Yahya Sinvar’ın “Diken ve Karanfil” kitabı ve Kelkit Belediye Başkan Yardımcısı, eğitimci şair Seyit Tok’un “Gazze” adlı eseri de yer alıyor.
Yani mesele, sadece bir saat değil; konu, çifte standart.
Başkan Yılmaz muhtarlara hediye verince fiyatını yazmak “gazetecilik” oluyorsa,
Mansur Macit öğrencilere hediye verince neden aynı titizlik gösterilmiyor?
Yoksa haberin değeri, hediyeyi kimin verdiğine göre mi değişiyor?
Bu durum açıkça gösteriyor ki, bazıları “tarafsız gazetecilik” maskesi altında kişisel hesaplaşma yapıyor.
Birinin jestini “israf” diye sunarken, diğerinin hediyesini “duyarlılık örneği” olarak parlatmak…
İşte bu, etik değil, manipülasyondur.
Gerçek gazetecilik, herkese aynı mesafede durmayı gerektirir.
Kimin neyi, ne kadar fiyata hediye ettiğini yazmak istiyorsanız; bunu herkese yaparsınız.
Yok eğer amaç “haber” değil “hesap kesmek”se, o zaman adını doğru koyun:
Bu gazetecilik değil, algı mühendisliğidir.
Vatandaşın dediği gibi;
“Başkan Yılmaz’ın hediyesinin fiyatını yazmak gazetecinin görevi değilse, kendi hediyenizin fiyatını gizlemek de dürüstlük değil.”
Kısacası…
Fiyat yazmakla değil, ilke yazmakla gazeteci olunur.
Kelkit halkı da artık kimin gerçekten gazeteci, kimin masa başı yorumcusu olduğunu gayet iyi biliyor.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.